2016 yılında Üzüm üretiminde yaşanan problemler,maliyetler |
![]() |
![]() |
![]() |
Basına ve Kamuoyuna ![]() Üzümde hasat dönemini yaşıyoruz. Bahar aylarında yaşanan ayaz ve don olayları doğuşun %30-35 zayıf olmasına yol açmıştır. Bir üretim sezonu boyunca yaşadıklarımızdan biliyoruz ki, istediğimiz ürünü elde edemeyeceğiz. Doğanın ve atmosferin kirletilmesinin sonucu olarak Dünyamız “İMDAT !“ diyor. Dünya’nın “İmdat!” çağrısına cevap vermesi gereken yetkililer ise kılını kıpırdatmadıkları gibi,gıda,enerji,sanayi ve savaş politikalarıyla Dünya’nın yok edilişine katkı sunuyorlar. Küresel ısınmanın yarattığı iklim değişiklikleri mevsimleri bile mevsiminde yaşamamamıza sebep olmakta. Bunun zararlarını da en çok çiftçiler çekmekte Üreticiler bağ küllemesi hastalığı bağ uyuzu ve unlu bit zararı,sürgün ve yapraklarda külleme, ölükol, kav hastalığı, bağların salkımlarında uç kuruması, güneş yanığı gibi problemlerle uğraşmakta.Bu yıl Salihli-Alaşehir ovalarında çalışmaya başlayan jeotermal elektrik santrallerinin olumsuz etkileri de görülmeye başlandı üreticiler hastalıklara karşı daha fazla ilaç kullanmak zorunda kaldılar. İzmir Ticaret Borsası’nın raporlarında bile bu durum şu şekilde tespit edilmiştir:”özellikle Alaşehir İlçesinin Piyadeler,Örnekköy ve Alkan, bölgelerinde yeralan jeotermal tesislerin artmasından kaynaklı,bağ alanlarında verim ve kalitenin olumsuz etkilendiği ve yapraklarda bor fazlalığı zararı olduğu gözlenmiştir.” (bknz. http://itb.org.tr/ 2016/2017 Sezonu Ege Bölgesi Rekolte Tahmin Raporu) Üzüm hasadın başlamasıyla endişe ve korkularımız daha da büyüdü; meydana gelen şiddetli yağmur ve dolu yağışı bağlarda büyük zararlar meydana getirdi. Son iklim olaylarının meydana getirdiği zararlar sadece bu yılın üretimini etkilemeyecek önümüzdeki 2 yılın üretimini de doğrudan etkileyecek. Üzüm bağlarının gelecek yıllarda üzüm verecek olan filizlerinin de kırılmış olması nedeniyle üreticiler önümüzdeki 2 yıl daha bu zararın sonuçlarıyla karşı karşıya kalacaklar. Aşırı sıcak ve mevsimsiz şiddetli yağışlar üreticilerin daha fazla ilaç kullanmasına neden oldu. Yağmur ve dolu yağışı üzüm kalitesini olumsuz etkiledi. AKP hükümetinin uygulamış olduğu yanlış dış politikalar da yaş üzüm ihracatını olumsuz etkiledi. Suriye’de ve Irak’ta yaşanan savaş nedeniyle farklı rotalardan Orta Doğu’ya ihracat yapmanın nakliye maliyetini arttırdığından dolayı Suudi Arabistan ve Orta Doğu ülkelerine üzüm ihracatı yapılamaz hale geldi. Rusya ile yaşanan “Uçak krizi” nedeniyle Rusya ya yaş üzüm ihracatı da yapılamadı. Geçmiş yıllarda Alaşehir ve Sarıgöl’den yurtdışına gönderilen yaş üzümün büyük bir çoğunluğu Rusya’ya gönderiliyordu. Bu yıl Rusya kapısı da kapanınca üreticiler üzümlerini sergiye yatırmak zorunda kaldılar. Bütün bu olumsuzluklara rağmen 2016 yılı kuru üzüm rekoltesi en iyimser bir rakamla 210.000-220.000 ton civarında olacağını tahmin ediyoruz. Ticaret Odaları,Ticaret Borsaları ve Ege İhracatcı Birlikleri ise her zamanki taktikleriyle manipülasyona devam ediyorlar, üretici örgütlerini dışlayacak yaptıkları rekolte açıklamalarında 323.000 ton civarında rekolte tahmini yapmışlardır. Ülkemize ve Dünya’ya baktığımızda yaşanan küresel iklim değişikliğinin yarattığı doğa olayları sonucu Dünya çekirdeksiz kuru üzüm stokları ve üretimi devamlı düşmektedir. Bu örgütler geçmiş yıllarda da benzeri yüksek rekolte tahmininde bulunmuşlardı ama gerçekleşen rekolteler ise üretici örgütlerinin tahminlerinin doğruluğunu kanıtlamıştır. Sendikamız çekirdeksiz kuru üzümde olması gereken “referans fiyatı” rekolte hesaplamaları ışığında kuru üzüm maliyetini de çıkartarak belirlemiştir. Sofralık kuru üzümün kg maliyeti 2016 yılında (çıplak arazi değeri faizi ve bağ tesis masrafı amortisman payı olmadan) 4.55 TL dir, maliyet+ %25 kar payı+insanca yaşam payı (%10) hesaplaması ile üretici 1kg çekirdeksiz kuru üzümünü en az 6.0-6.25 TL'ye satabilirse kar etmiş ve ayakta kalabilme, üretimini devam ettirebilme şansına sahip olmuş olur.(Bu maliyete Tesis masrafları Amortisman Payı ve Çıplak arazi değerinin faizi de eklenirse kuru üzümün kg maliyeti 7.45 TL olmakta ve olması gereken referans fiyatta 9.85 TL ye çıkmaktadır). Ancak şu anda tüccarlar en fazla kg/2.5 TL ye kadar kuru üzüm almak için bile nazlanmaktadır. Keza TARİŞ te üzüm işletmelerini tam kapasite çalıştırıp üyelerinden üzüm alma yerine üzüm işletmesini “makinelere bakım yapma” bahanesiyle durdurmuş, üzüm alımını yavaşlatmıştır.AKP hükümeti ise TARİŞ’e destek olup üzüm aldırması gerekirken TARİŞ’i tamamen devre dışı bırakacak, iflas ettirerek tasfiye edilmesine ve gayrimenkullerinin (Tariş’in gayrı menkullerinin bulunduğu yerler rantsal açıdan çok kıymetli yerlerdir) satılmasına yol açacak girişimlere başlamıştır. TARİŞ’in depolarından ve eksperlerinden ücretsiz yararlanarak Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Tarım Kredi Birlik A.Ş ye üzüm aldırtma yolunu seçmiştir. Sözde üretici lehine gibi görünen bu durum kısaca iki nedenle sakıncalıdır:
Sonuç olarak: Hükümet, Üzümümüzü en az açıklamış olduğumuz “referans fiyat” üzerinden Tariş'e aldırmalı ve piyasanın üretici lehine dengelenmesini sağlamalıdır. Üreticilerin ücretsiz olarak TARİŞ ve Ziraat Odaları’nın depolarından yararlanabilmesinin koşulları yaratılmalıdır.Bu depolarda depolama yapan üreticiye depoladığı ürün oranında faizsiz ve düşük faizli kredi olanakları yaratılmalıdır; üretici üzüm fiyatları yükseldiğinde, ürününü istediği zaman ve istediği miktarda pazara sunabilmelidir. Hükümet üreticilerin bu taleplerine duyarsız kalmamalıdır. Bağcılığın geliştirilmesi için araştırma ve bilgilenme önemlidir,bölgeye ve toprağa uygun olmayan yanlış çeşit seçimi üreticileri zarara uğratmaktadır. Bu nedenle Bağcılık Araştırma Enstitülerine bütçe ayrılarak araştırma konuları genişletilmeli,faaliyetlerinde devamlılık sağlanmalı.Üreticilerin bu araştırmalardan yararlanabilmesinin kanalları açılmalıdır. Son yıllarda “Doğal afet” diye tabir edilen bütün doğa faaliyetlerinin sebebinin küresel iklim değişikliğinden oluştuğu ortadır. Mevsim normallerinin üstündeki ısınmaların veya ani soğumaların,mevsim özelliklerinden olmayan aşırı yağmur ve dolu yağışlarının sebebinin yerkürenin ve atmosferin kirletilmesi olduğu bilim insanları tarafından ispatlanmış durumdadır. Bu gidişe dur denilemezse Dünya yok olmaya hızla gidecektir. Uzun vadeli acil önlemlerin en önemlisi küresel iklim değişikliğini engellemek için doğaya dost tarım politikaların oluşturularak gerekli önlemlerin alınması, yaptırımların uygulanmasıdır. Enerji politikaları yeniden gözden geçirilmeli üzüm üretimine zarar verdiği bilinen ve gözlemlenen jeotermal elektrik santrallerinden vazgeçilmelidir. Tarımsal ürün ihracatını engellediği belgelerle ispatlanan komşu ülkelerle gerilim politikalarından vazgeçilmeli, komşu ülkelerle ilişkiler normalleştirilmelidir. Şaraplık üzüm üreticilerine de butik ve ev şarabı yapımı için teknik destek ve teşvik yapılarak azami kar sağlayabilmelerinin olanakları yaratılmalıdır. Çünkü bu yapılmadığı zaman şaraplık üzüm üreticilerinin kaderini de şarap fabrikaları belirlemektedir. Hükümete düşen görev üreticilerin bu taleplerine uygun davranmaktır. Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (ÇİFTÇİ-SEN) ve ona bağlı Üzüm Üreticileri Sendikası (ÜZÜM-SEN) olarak küçük üreticilerin hakları için mücadele etmeye ve bu konuda hükümeti ve yetkilileri uyarmaya devam edeceğiz.
Not:Olması gereken hesaplama biçimi bağın çıplak arazi değerinin ve omcalı değerinin hesaba katılmasıdır.Çünkü onlarda parasal yatırımdır. Nasıl ki herhangi bir işletme sahibi ürettiği malın maliyet hesabı içine yaptığı yatırımları, amortisman giderini,kredi çektiğinde ödediği faizi katıyorsa çiftçilerinde arazi değerinin, yaptığı yatırımların, aldığı kredinin faizlerinin v.b. ürün maliyeti içine katılması gerekir.Ama ne yazık ki; çiftçinin ürününün maliyeti hesaplanırken muhasebenin bu basit kuralları işletilmez.Üreticinin ailesinin emeği yok sayıldığı gibi bu yatırımları da yok sayılır. O nedenle maliyet ve referans fiyat hesaplamamızı yaparken her iki şekilde de hesap yaptık. Üzüm üreticisinin neden yeni borçlanmalardan kurtulmak için bağını satıp üretimden vazgeçmek istediğinin, nasıl iflasa sürüklendiğinin verilerinin daha iyi görülmesini sağlamak istedik. Ayrıca Bağın çıplak arazi değerini (da/TL): 10.000TL , Bağın omcalı değerini (da/TL) : 20.000 olarak en düşük fiyattan ele aldık,Kimi bölgelerde bağın çıplak arazi değeri ve omcalı değeri bu fiyatların neredeyse 2 katıdır. Bu durumda da üreticinin amortisman v.b giderleri daha da yükselir. 22-Eylül-2016 ADNAN ÇOBANOĞLU Üzüm Üreticileri Sendikası (ÜZÜM-SEN) Genel Başkanı
|
< Önceki | Sonraki > |
---|